Kanbur: "Ne olduğunu bilmeden etmeden oturdukları yerden bizi eleştirdiler"

Türkiye'yi sarsan 6 Şubat depremlerinin üzerinden 4 ayı aşkın zaman geçti. 11 ili etkileyen 6 Şubat depremlerinin merkez üssü olan Kahramanmaraş'ta depremin yaraları sarılmaya devam ediyor. Yaşanan depremler nedeniyle enbüyük hasarı alan şehrimize ülkenin dörtbir yanından yardımlar ulaştırıldı. 
Kahramanmaraşta faaliyet gösteren bazı firmalar ellerinden geleni yapsalarda sosyal medyada ve bazı ulusal basın kuruluşlarında eleştirilerin odağı oldu. Eleştirilen firmaların başında ise Kahramanmaraş'ın tek su markası MARSU yer aldı. Şehir halkına su dağıtmadığı gerekçesi ile linçe maruz kalan MARSU'nun üstdüzey yöneticileri gazetecilerle biraraya gelerek, yaşanan süreçle ilgili açıklamalarda bulundular.
Tekir mahallesinde bulunan MARSU tesislerinde düzenlenen basın toplantısında söylentilerin gerçek dışı olduğunu savunan firma yetkilileri, depremin ilk gününden itiberen stoktaki suların dağıtımına ilişkin belge ve kayıtları gazetecilerle paylaştılar. 


Toplantıya başlamadan önce MARSU Yönetin Kurulu Başkanı Mehmet Sait Kanbur ve MARSU Genel Müdürü Mehmet Buldum gazetecilere su üretim tesisini gezdirerek, depremden zarar gören tesisin 20 gün üretim yapamadığını, mart ayına kadar da yeraltından gelen suların bulanık olmasıdan dolayı şişeleme yapamadıklarını ifade ettiler.


MARSU olarak kahramanmaraş halkına su dağıtılmadığı yönündeki söylemlerin gerçeği yansıtmadığını, valilik talimatıyla jandarma tarafından stoktaki suların belitilen adreslere gönderildiğinin altını çizen MARSU Genel Müdürü Mehmet Buldum yaptığı açıklamada şunları söyledi; "İki depreminde merkez üssü Kahramanmaraş'tı. Biz de tesis olarak bu iki büyük depremin merkez üssünün ortasında bulunuyoruz. Şehrimizdeki hemşehrilerimiz ne yaşadıysa bizde aynı şeyleri yaşadık. Gecenin 4:17'sinde sokağa çıktık eşofmanlarla bir gün boyunca arabalarda yaşadık. Arabalarda mazot bitti, ertessi gün imkan bulan çoluğunu çocuğunu eşini başka şehirlere götürmek için yola çıktılar. Enkaz altında olanlar vardı. O günleri hepimiz aynı şekilde yaşadık. bizde o günlerde aynı şekilde mağdur olduk. Biz bir taraftan kendi çoluğumuzu çocuğumuzu sağlama alırken bir taraftanda Kahramanmaraş'a geri dönüp Maraş'a yardımcı olmaya gayret ettik. 
İlk gün ikindi vakti vali yardımcımız Rıza bey buraya geldi. Bize su lazım dedi. Bizde araç gönderirseniz birde kepçe gönderip kardan kapanan yolumuzu açarsanız ne kadar istiyorsanız verelim dedik. 6 şubat saat 4'te bu görüşmeden 7 şubat saat 4'e kadar 7 tır su verdik. Tutanakları sizlerle paylaştım. Yöntem olarakta valilik buraya araç gönderdi. Tekir Jandarma Karakolu ve Tekir Muhtarlığı el birliği ile kepçe buldular yolu açtılar. İkinci ve üçüncü gün toplamda 18 tır suyu verdik. Suları Jandarma ve AFAD koordinesinde nereye dedilerse gönderdik.


Bizim işçilerimiz Antalyaldan Boluya kadar Ankaraya kadar Kırşehir Nevşehire kadar yayılmıştı. Onları çağırdık, yatacak yer ayarladık kar altında kendi ellerimizle tesisi temizledik. Burada iki ay biz bahçede yattık. 20 gün boyunca su üretemedik, 20 günden sonra personel sıkıntımız vardı. Yani biz mart ayı boyunca da randımanlı bir üretim yapamadık. Depremde ve daha sonraki artçılarda su bulandı, su bulanık olduğu için üretim yapamadık, biz imkanımız ölçüsünde halkımızın yanında olduk, çok büyük fedakarlık yaptık, o günlerde dışarıdan çok yardım suları geldi, bu çok doğal, bizde Kastamonuda sel olduğunda su gönderdik, biz bursada veya ankarada olsaydık daha fazla su gönderebilirdik, fakat bizde depremzedeyiz, o gün dışarıdan gelen sular o kadar fazla geldiki refüşlere bıraktılar, insanlar artık bize su göndermeyin battaniye verin ısıtıcı verin yiyecek gönderin diyorlardı, fabrikadaki arıza ve kaynaktaki suyun bulanık olması nedeni ile depomuzdaki suları verdikten sonra tekrar üretime geçebilmek için bir çok faktör vardı, elektrik yoktu, akedaşa elektriği 10 günde zor açtırdık, tesis binamızın hasar durumunu tespit ettirmek lazımdı, bu bir süreçti, burada boru patlamış o borunun neresinden patladığını bir cihazla bakıp tamir etmek gerekiyordu, makinamız yerinden oynamış, onların bir parçasını ankarada tamir ettirip bir parçasınıda yurt dışından getirdik.
sosyal medyada malesef kulaktan dolma başka duygularla böyle bir linç yedik, yemeye devam ediyoruz, ama biz halkımızdan empati bekliyoruz, anlayış bekliyoruz. Biz de depremzedeyiz, biz vicdanen rahatız, çok ciddi fedakarlık yaptık, bir çok insan 'ben artık burada yaşamam' diye gitti. Biz ne yaptık, biz burada kendi yiyeceğimizi yatacağımızı çadırımızı kurduk, yemek yaptık, yeri geldi bulaşık yıkadık, her şeyimizi kendimiz ayarladık, tesisimizde çalışan personellerimizin aileleri şehir dışına gitmek zorunda kaldı, bizler tesis bahçemizde iki ay boyunca mücadele verdik." dedi.

Toplantıda eleştirilere ilişkin açıklamalarda bulunan ve her zaman Kahramanmaraş'ın ve insanının yanında olduklarını belirten MARSU Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sait Kanbur; "Bu gün 40 ülkede Türkiye'nin bayrağını dalgalandırıyorum, ben para için mücadele etmiyorum, şehrim için mücadele ediyorum, biz Kahramanmaraşın gücüne güç katmak için buradayız. İnsanlar geldi gördü mü bizde depremde buradaydık, depremzedeyiz, kim geldi de bir ihtiyacın var mı diye sordu, bende buranın vatandaşıyım, depremde Kanbur ölün var mı? ihtiyacın varmı? diye kimse sormadı, ne olduğunu bilmeden etmeden oturdukları yerden bizi eleştirdiler, suyu niye vermedin niye dağıtmadın dediler, biz her zaman ölümüzle dirimizle şehrimize ve insanlarımıza yardımcı olmak için buradayız, dil tatlıyı da söyler acıyı da dilimize sahip olalım." şeklinde konuştu.

MARSU tesisini de şehrin gücüne güç katmak için kurduğunu da ifade eden Kanbur; "MARSU yu sizlere hediye etme gayesi ile kurdum, dolayısı ile de pazara girdik, pazar bizi tanıdı, şu anda kaç ülkeye su ihracaatını yapıyorum, sadece Türkiye ye satmıyorum, Kahramanmaraşın Türkiye nin bayrağını ismini dünyaya tanıtıyoruz, bize düşen de bu biz Kahramanmaraş sevdalısıyız, bu sevda bize bu işi yaptırdı, bizim kanımız canımız Maraş'tır. Ecdat bize burayı miras bıraktı, biz de bizden sonrasına miras bırakacağız, hep söylediğim bir şey var, ya birini model alın, yada birine model olun, bizde birilerine model olmak için bunu yaptık, Kahramanmaraşın gücüne güç katmak için yaptık, Elhamdülillah bu bölgedeki insanların duası da bize yetiyor." dedi.

Haber-Fotograf: Fatma ULUSAN